FATİH CAN ÇALIŞKAN - Aşk Şiirleri
|
|
Aşk Şiirleri
|
Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma
Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum
Duyuyor musun, orada mısın,
Var mısın, yok musun?
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak....
|
|
|
Aşk benim hiç Senim olmamış
|
Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …?
Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan,
Sanki benim hiç senim olmamış gibi…
|
Sevgim olup içime oturan,
Beni tüm benliğiyle saran,
Aklımı birden, bilmeden alan
İçimdeki boşluğu dolduran...
Yorgun argın ellerimi tutan,
Sonbaharımda yoldaşım olan...
Yüreğimi, ruhumu sessiz çalan,
Yaşadığım sürece son aşkım,
Tek seveceğim olacak insan...
Ayrı yönde akan ırmaklar gibi
Dalından uçuşan yapraklar gibi
Ümitsiz, çaresiz aşıklar gibi
Kalbinden aşkımı silecek misin?
Son ümidi yere serecek misin?
Eğer AŞK,
Yolunda sürünerek gitmekse,
Kovulsanda geri dönmekse,
Uğrunda ölmek demekse…
Engel tanımazki şu zalim dünyada...
Ansızın kayboldun köşe başında
Zamansız bir deprem koptu bağrımda
Kendimi kaybettim işte o anda
İnan ki dünyayı yıkasım geldi!
Ardına bakmadan gittin o gidiş
Kalbimi koparıp atasım geldi
Bu veda gerçek mi inanamadım
Başımı taşlara vurasım geldi
Dilerim tanrıdan bir ömür boyu mutlu ol
Sonbaharda dökülen yapraklar gibi
Etrafına ve dostlarına mutluluk saç
Geriye degil ileri sonsuzluga sevdigine seni sevene bak
Dilerim tanrıdan kalbimin sesini duymanı
Uzaklardan çok uzaktan yüregimin atışını hissetmeni
çöllerde senin icin haykırışımı
Seni sevdigimi sana taptıgımı sana haykırışımı
Bir hüzün olur,
düserim aksamın en kuytu yerine
düserim o bilinmezliklerin tam ortasına
istemem düsünce kimse kaldırmasın beni
kaldırmasın ki
kalkmasını bile bil
|
|
|